SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HACC BAHSİ

<< 1198 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

66 - (1198) حدثنا هارون بن سعيد الأيلي وأحمد بن عيسى. قالا: أخبرنا ابن وهب. أخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه. قال: سمعت عبيدالله بن مقسم يقول: سمعت القاسم بن محمد يقول: سمعت عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم تقول: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول:

 " أربع كلهن فاسق. يقتلن في الحل والحرم: الحدأة، والغراب، والفارة، والكلب العقور". قال فقلت للقاسم: أفرأيت الحية ؟ قال: تقتل بصغر لها.

 

[ش (كلهن فاسق) أي كل منهن فاسق. أصل الفسق في كلام العرب الخروج. وسمى الرجل الفاسق لخروجه عن أمر الله تعالى وطاعته. فسميت هذه فواسق لخروجها بالإيذاء والإفساد عن طريق معظم الدواب. وقيل: لخروجها عن حكم الحيوان في تحريم قتله في الحل والإحرام. (الحدأة) وجمعها حدأ كعنبة وعنب طائر خبيث، هو أخس الطير. يخطف الأفراخ وصغار أولاد الكلاب. وربما يخطف مالا يصلح له إن كان أحمر، يظنه لحما. (الكلب العقور) قال جمهور العلماء: ليس المراد بالكلب العقور تخصيص هذا الكلب المعروف، بل المراد كل عاد مفترس غالبا، كالسبع والنمر والذئب والفهد ونحوها. ومعنى العقور، العاقر الجارح. (بصغر لها) أي بمذلة وإهانة.

 

{66}

Bize Hârûn b. Saîd el-Eylî ile Ahmed b. İsa rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi (Dediki): Bana Mahramatü'bnü Bukeyr, babasından naklen haber verdi. (Demişki): Ben Ubeydullah b. Miksem'i şöyle derken işittim: Ben Kaasim b. Muhammed'i şunu söylerken işittim. Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Aişe'den dinledim. Şöyle diyordu: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i:

 

«Dört $ey vardır ki, bunların her biri fâsıktır. Mîkat dışında da Haremde de öldürülürler: Çaylak karga, fare ve kuduz köpek» buyururken işittim.

 

Ubeydullah demişki: «Ben Kaasim'e: Yâ yılan'a ne buyurursun? diye sordum.

 

— Hakaretinden dolayı öldürülür.» dedi.

 

 

67 - (1198) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا غندر عن شعبة. ح وحدثنا ابن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة. قال: سمعت قتادة يحدث عن سعيد بن المسيب، عن عائشة رضي الله عنها، عن النبي صلى الله عليه وسلم ؛ أنه قال:

 "خمس فواسق يقتلن في الحل والحرم: الحية، والغراب الأبقع، والفارة، والكلب العقور، والحديا".

 

[ش (خمس فواسق) هو بتنوين خمس: مبتدأ نكرة متخصصة بصفة، وهو فواسق. وفواسق معناه مؤذيات. وخبر المبتدأ يقتلن. (الغراب الأبقع) هو الذي في ظهره وبطنه بياض. (الفارة) أصله الهمز، ويبدل. (الحديا) تصغير حدأة. قلبت الهمزة، بعد ياء التصغير، ياء. وأدغم ياء التصغير فيها فصارت حدية. ثم حذفت التاء وعوض عنها الألف، لدلالتها على التأنيث أيضا. ويقال: إنه تصغير حدأ ؛ جمع حدأة. وتصغيرها حدياة].

 

{67}

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Gunder, Şu'be'den rivayet etti. H.

Bize İbnu'l-Musennâ ile İbnü Beşşâr da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Katâde'yi, Said b. el-Müseyyeb'den, o da Âişe (RadiyalIahû anha)'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ederken dinledim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Fâsık olan beş şey vardır ki, bunlar mîkaat dışında da Haremde de öldürülürler: Yılan, alaca karga,, fare, kuduz köpek ve çaylak» buyurmuşlar.

 

 

68 - (1198) وحدثنا أبو الربيع الزهراني. حدثنا حماد (وهو ابن زيد) حدثنا هشام بن عروة عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها. قالت: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "خمس فواسق يقتلن في الحرم: العقرب، والفارة، والحديا، والغراب، والكلب العقور".

 

{68}

Bize Ebu'r-Rabî'ez-Zehrânî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd yâni İbni Zeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm b. Urve, babasından, o da Âişe (Radiyallahu anha)'dan naklen rivayet eyledi. Âişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Fâsık olan beş şey vardırki, bunlar Haremde öldürülürler, akreb, fare, çaylacık, karga ve kuduz köpek» buyurdular.

 

 

(1198) وحدثناه أبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب. قالا: حدثنا ابن نمير. حدثنا هشام، بهذا الإسناد.

 

{…}

Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbnü Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm bu isnadla rivayette bulundu.

 

 

69 - (1198) وحدثنا عبيدالله بن عمر القواريري. حدثنا يزيد بن زريع. حدثنا معمر عن الزهري، عن عروة، عن عائشة رضي الله عنها. قالت: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 "خمس فواسق يقتلن في الحرم: الفارة، والعقرب، والغراب، والحديا، والكلب العقور".

 

{69}

Bize UbeyduIIah b. Ömer el-Kavârîri rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey* rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer, Zühri'den, o da Urve'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)''dan naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«Fâsık olan beş şey vardır ki, bunlar Haremde öldürülürler: fare, akreb, karga, çaylacık ve kuduz köpek.» buyurdular.

 

 

70 - (1198) وحدثناه عبد بن حميد. أخبرنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر عن الزهري، بهذا الإسناد. قالت:

 أمر رسول الله صلى الله عليه وسلم بقتل خمس من فواسق في الحل والحرم. ثم ذكر بمثل حديث يزيد بن زريع.

 

{70}

Bize bu hadisi Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den bu isnâdla haber verdi. Âişe (Radiyallahû anha) demiş ki:

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) fâsık olan beş şeyin hem mîkaat dışında, hem Haremde Öldürülmesini emir buyurdu.» demiş. Bundan sonra râvî, Yezîd b. Zürey' hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.

 

 

71 - (1198) وحدثني أبو الطاهر وحرملة. قالا: أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب، عن عروة بن الزبير، عن عائشة رضي الله عنها. قالت: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم

 "خمس من الدواب كلها فواسق. تقتل في الحرم: الغراب، والحدأة، والكلب العقور، والعقرب، والفارة".

 

{71}

Bana Ebu't-Tâhir ile Harmele rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbnü Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan, o da Urvetü'bnü Zübeyr'den, o da Âişe (Radiyallahû anha)'dan naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Beş nevî' hayvan vardır ki, bunların hepsi fâsıktır: Haremde öldörülebilirler: Karga, çaylak, kuduz köpek, akreb ve fare.» buyurdular.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhari ile Nesâi dahî «Hacc» bahsinde tahrîc etmişlerdir. Bu babda Ebû Davûd, Tirmizî ve îbni Mace Hz. Ebû Saîd-i Hudrî'den, İmam Ahmed b. Hanbel, îbni Abbâs (Radiyallahu anh)'dan, Buhârî ile Müslim, Hz. îbni Ömer 'den hadîsler rivayet etmişlerdir, Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anh) rivayetleri az sonra kitabımızda görüleceklerdir.

 

Fısk: Lügatte çıkmak mânâsına gelir. Bâzı kimselere fâsık denilmesi Allah'a itaattan çıktıkları içindir.

 

Öldürülmesi mubah kılınan hayvanlara neden fâsık denildiği ulemâ arasında ihtilaflıdır. Hanefiler'le İmâm Mâlik'e göre mezkûr hayvanlar eziyyet verdikleri için onlara fâsık denilmiştir. Zarar veren her mahlûk öldürülür. İmam Şâfiî'ye göre bu hayvanlara fâsık denilmesi, etleri yenilmediği ve başka hayvanların hükmünden çıkarak öldürülmeleri helâl kılındığı içindir; bu gibi hayvanları ihrâmh bir kimse dahî öldürebilir; onlardan dolayı fidye lâzım gelmez.

 

Ulemâ mezkûr hayvanların eziyet ve zararlarını şöyle tesbît etmişlerdir: Karga ev hayvanlarının sırtlarını gagalar; gözlerini çıkarır; insanların yiyeceklerini kapar. Çaylak et ve piliçleri götürür. Akreb zehirli bir hayvandır; insanları sokar. Fare yiyeceklere musallat olur; elbise ve sâireyi kemirir; hattâ mumun fitilini alarak evleri yakabilir. Nitekim îbni Mâce 'nin tahrîc ettiği Ebû Saîd-i Hudri (Radiyallahu anh) hadîsinde: «Hz. Ebû Saîd'e Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in fareye niçin fâsık dediği soruldu da şu cevâbı verdi:

 

— Çünkü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir akşam fare şamatasına uyandı. (Bir de baktı ki) tam fare fitili almış; evi yakacakmış, denilmektedir.

 

Kuduz köpek de insanları ısırır. Kuduzdan muradın ne olduğu biraz aşağıda görülecektir.

 

Hadîs-i Şerîf muhtelif lâfızlarla rivayet olunmuştur. Bâzı rivayetlerde :

 

«Bu hayvanları öldürmekde günah yoktur» buyurulmuş; bir rivayette: «İhramlı öldürebilir» başka bir rivayette: «öldürmelerine izin verdi» denilmiştir. «Öldürmelerini emir buyurdu» rivayeti de vardır.

 

Bu rivayetlerin hepsi zikri geçen beş nevi' hayvanın Harem-i Şerîfde hacılar tarafından öldürülebileceğini göstermektedir. Hacıların öldürmesi caiz olunsa, hacı olmayanlara bu işin cevazı evleviyette kalır. Mamafih bu husûsda nefs-i hadîsde sarahat da vardır.

 

Harem'den murâd: Mekke-i Mükerremenin haremidir. Bazıları bu kelimeyi «hurum» şeklinde tesbît etmişlerdir.

 

Hurum: Haramın çoğulu olup haram kılınan yerler mânâsına gelir.

 

Bu hadîs hakkında daha fazla tafsilat, diğer rivayetleri görüldükten sonra verilecektir.